NESNEL SEKSÜEL rahatsızlığını hiç duymuş muydunuz?TÜRKİYE'NİN SORUNU POLİTİKA DEĞİL, Sevemediğimizi itiraf edememek!



NESNEL SEKSÜEL rahatsızlığını hiç duymuş muydunuz?TÜRKİYE'NİN SORUNU POLİTİKA DEĞİL, Sevemediğimizi itiraf edememek!
Objektofi̇li (Objectophilia), diğer adıyla nesnel seksüel rahatsızlığını hiç duymuş muydunuz?
Çocukluğunda şahsiyetinin önemsenmediği , sevilmediği hissi yaşatılan bireylerde, ruhlarını etkileyen şeylere karşı oluşan aşırı bir aşk hali. Aşağıda açılımı biraz daha netleştireceğim.

Berlin Psikoloji Akademisinde aldığım eğitim ve Türkiye de yaptığım araştırma ve gözlemlere dayanarak bir sanatçı kimliğimle ve duyarlılığıyla senelerdir, çocuklukta yaşanan sevgi eksikliğinin öldürücü boyutunu yumuşak bir dille anlatmaya çalıştım. Maalesef başaramadım. Sevgisiz yetiştirilen toplumun şiddetti içselleştirmiş olması ve yaşadığı sıkıntıların kaynağına deyinememesi bana konfor alanında olduğunu gösteriyor. Maneviyattan ziyade maddiyata değer veren insanların sayısının artmış olması bir sır değil. Son yıllarda şaşkınlıkla çocuklara ve hayvanlara yapılan cinsel cinayetler ve çoğunluğun paraya olan doyumsuzluğu nihayet :''Nasıl olur bu kadar?''sorulması bana hele şükür dedirtti. Ebeveynlerin çocuklarını bir nesne, eşya gibi algılaması, kız çocuklarının zengin bir adama satma arzusu ve 'Paşa' erkek çocukların para makinası olarak algılamaları, konuştuğum insanların çok azının itiraf etmesi tabi ki şaşırtmıyor. Daha da vahimi, kocası ile mutsuz olan 'Kutsal' annelerin erkek çocukları ile zihinsel sevişmeleri bir tabu olmaktan muhtemelen 100 sene daha çıkmayacak.

Objektofi̇li̇ ,kişinin eşyaya karşı ilgi duyması, aşık olması durumuyla ortaya çıkan psikolojik rahatsızlık. (örneğin; Pariste Eiffel kulesiyle evlenen kadın, arabasını öpen, okşayan, garajda sık sık onunla yatan adam. Berlin duvarını herkesin içinde öpüp okşayamadığından, duvarın bir minyatürünü yaptırıp. geceleri ona sarılıp uyuyan ve sık sık duvarla cinsellik yaşayan kadın. Müzede trene aşık olduğu ve ona dokunamadığı için oyuncağı ile evde öpüp okşamaya razı olan adam.) ilişkide sıfır risk. sıkıldıktan sonra atarsın , kırarsın. reaksiyon gelmez. bu tip rahatsızlık gülümsetebiliyor ilk bakışta. empati kurabiliyor ve hatta sempatik bile gelebiliyor. i̇şte tehlike de burada gizli!

Farklı kademelerde bu rahatsızlığı yaşayan insanların insan ile sağlıklı bir ilişki ( sevgi ) yaşayamaması kendilerinin bir insanı, durumu kendi kafasında nesneleştirmesi tüm canlılarla eziyet yaşatabilmekte. neticede nesne duygusuz bir obje ve bundan dolayı da vicdanı uyandırmamakta.

kendimize acil dönüp bakma zamanı ve sormalı :'' birileri için obje miyim? insanlar benim için bir obje mi?

POLİTİKACILAR?
Politika insan zihninin kurduğu bir sistem. kurduğun gibi de çökertebilirsin. problemimiz başka yerde , derinlerde.

Bizi yöneten veya yönetmeye çalışan insanların içimizden geldiğini hala görememek, sanki Mars'dan dün gelmişler gibi, hoşumuza gitmeyen davranışlarının kaynağını öğrenmek istiyormuş gibi yapıp kendimizden uzaklaştırmak , parmakla gösterdiğimiz tüm tavırlarının küçük versiyonlarını kendimize ve en yakınlarımıza yaşattığımızı ret etmek senelerdir yaşanan büyük dramdır. Evet, inkar psikolojisini elimizden birileri alırsa, nasıl hayatta kalacağız? Ya uzun senelerce pisliği halı altına süpüreceğiz, ya da küllerimizden yeniden doğacağız. tercih meselesi.

Tüm oyunlarımda farklı şekillerde, nazikçe anlatma çabasına girdiğim bu konuyu bu sefer en sert haliyle 2019 a hedeflediğim oyunumda sergilenmesi için elimden gelen her şeyi yapıyorum ve yapacağım. Büyük özenle kurduğum ekipte konu itibari fırtınalar kopuyorsa, acaba sizde nasıl bir yansıması olacak? Konu: Kocasına eziyet çektirmek için, çocuklarını nesleleştirip, sevgi adı altında, gözlerinin yaşına bakmadan öldüren bir annenin hikayesi. hepimize kolay gelsin.
( Bu yazıyı okuyan psikologlar :Yanlış veya eklemeler yapılmalı dese de , tartışma alanı açılsa. Türkiye için başka ne ister insan?)