SADİST – MAZOŞİST BAĞIMLISI TÜRKİYE’DE YAŞAMAYI TERCİH EDEN İNSANLAR





















Halkı uyandırmak mı? Ne haddime!


Halk ve halk olmayan kimlerdir? Herkes bir biriyle bağlı olduğu bu evrenin sisteminde bu ayrıştırma nedir? Halkı uyandırmak isterken kendimizi nereye koyuyoruz? Hem uyuyan kim ve gerçekten uyuyan ve uyanık olan mı var? Benim gördüğüm insanların tercihlerde bulundukları. İnanmak iste- sekte isteme - sekte, çoğunluk bilinçli yapmakta bu tercihlerini. Bizlerse ‘’onları’’ uyandırmak istiyoruz? Belki de derinde uyuyan ‘’bizleriz’’. Artık onlar ve bizler her kimse.
Yakın çevremde gördüğüm, ellerine verildiği ilk fırsatta diktatörlüklerini, kişisel saltanatlıklarını kurmayı bekliyor olmaları. Ebeveyn çocuk, işveren iş alan, arkadaş, yöneten yönetilen ilişkisinde, her kesimde, her meslekte. Yaşadığımız alanda sadist dolu olduğu kadar, mazoşistler de olmak zorunda. "Sadizm" ve "Mazoşizm" , aynı patolojik süreçte geliştiğinin ve sık sık birbirinin yerine geçtiğini unutmayalım. Birbirini besleyen bir aşk hikâyesi. Bu iki aşığın arasına girmek mi? Kolay gelsin dostum. Ben yumruğu ezilenden yedim, ezenden değil.
Canı yeterince acımadığı ve sevginin gücünü tercih etmediği sürece kim kimi uyandırabilir?