ÜLKEMİZDE YAŞANANLAR ‘CİNSEL AÇLIK’ MI, ‘CİNSEL SAPKINLIK’ MI?



























Can acıtmıyor yazılanlar, çünkü bizimle hiç alakası yok zaten.
Annelerin kendi profil resmi yerine yetişkin oğlunun resmini, babalar yetişkin kız çocuklarının kini koymasına Freud amca ne derdi bilmem, fakat gelin Oidipus, Elektra Komplesi, Sadizim ve Mazoşizm davranış sapmaları hakkında ne demiş ona bakalım.
Ben yazmadım zaten. Sophokles ile Freud yazdı. Birileri de 2014 de internetde yazdı:


Sophokles’in yazdığı üçlemenin bir bölümünü "Kral Oidipus" oluşturur. Kahinler, o daha doğmadan, babası Laios’u uyarırlar ve doğacak oğlunun onu öldürüp öz annesiyle evleneceğini söylerler. Anne İocasta, kahinlere inanır ve bir çobana, oğlunu ormanda vahşi hayvanların ağına bırakması için emir verir. Ancak çoban bu masum bebeğe acıyarak onu başka bir ülkenin kralının adamlarına teslim eder. Oidipus, gerçeği bilmeden, kendini bu diğer ülkenin kralının oğlu zannederek büyür. Günün birinde bir başka kahinin söyledikleriyle çok şaşırır. Babasını öldürüp annesiyle evleneceğini söyler ona kahin. Ve Oidipus, bu kaderden kurtulmak için babası sandığı kralın ülkesinden kaçar.
Yolda yaşlı bir adam çıkar karşısına. Her zaman gururlu ve cesur olan Oidipus, kendisine küstahlık edip saldırmaya kalkan bu yaşlı adamı öldürür. Öldürdüğü adamın, gerçek babası olan Laios olduğundan haberi yoktur henüz. Sonunda bir ülkeye gelir –ki bu ülke de gerçek vatanı, doğduktan sonra annesi tarafından uzaklaştırıldığı yerdir- ve oradaki sfenksi yener. Kimsenin yenemediği bu yaratığı yenen kişi, önceden karar verildiği gibi kraliçe İocasta ile evlendirilerek ödüllendirilir. Kehanet gerçekleşmiş, Oidipus bilmeden babasını öldürmüş, annesi ile evlenmiş; kraliçenin kocası olarak kral olmuştur.
Oidipus’un saltanatının daha ilk günlerinde, büyük bir veba salgını başlar tüm şehirde. Önüne çıkan herkesi öldüren bu vebanın sebebinin Kral Oidipus’un iki günahı olduğunu söyler bir kahin ve gerçeği açıklar. İocasta, şimdiki kocasının oğlu ve babasının katili olduğunu öğrendikten sonra intihar eder. Oidipus ise çektiği acıya dayanamayıp gözlerini kör eder.

İşte ünlü psikolog Sigmund Freud’un kendisi kadar ünlü “Oidipus Kompleksi” buradan gelir. Oidipus Kompleksi, cinsiyete bağlı olarak ikiye ayrılır ki Freud, bu ayrılmanın sebebini anatomik yapıların farklılığıyla açıklar. Erkek çocuğu, bu dönemde annesini bir sevgi objesi olarak benimser, ona bir sevgili gibi davranmaya başlar, annesini babasından kıskanır. Ancak diğer taraftan, en büyük rakibi olan babası tarafından, bu tarz kötü duyguları nedeniyle cezalandırılacağından korkar. Bu duygu, babası tarafından cinsel organlarından yoksun bırakılacağı, yani hadım edileceği korkusudur. Bu korku, annesine duyduğu ilgiden baskın geldiği zaman, babasına olan sevgisi artmaya başlar ve erkek çocuk baba modeli ile özdeşleşir.
Kız çocuklarında yaşanan Oidipus Kompleksi’nde ise durum farklıdır. Kızlarda görülen Oidipus Kompleksi biçiminde Elektra Kompleksi denir ve erkek çocuklarında bu kompleksin bitiş sebebi hadım edilme korkusu iken, kızlarda bu durum kompleksin başlangıç sebebini oluşturur. Freud’a göre, kız çocuğu zaten hadımdır yani penisten yoksundur. Bu gerçeğin getirdiği düş kırıklığıyla; kız çocuğu, sevgisini penisi olan bir modele, yani babasına yöneltir çünkü onun kendisine bir penis verebileceği umudunu taşır. Freud bunu penise imrenme olarak adlandırır. Bu dönemde kız çocuğu, kendi bedeni, hatta annesinin bedeni ile babasınınkini karşılaştırır ve kendisine bir penis veremeyen annesine karşı yoğun bir kızgınlık duymaya başlar. Bu düşmanlık duyguları çok yoğun olduğu takdirde, anne kız ilişkisi ergenlik döneminde çok kolay zedelenebilir. Babasının ona bir penis vermesini bekleyen kız çocuğunda Elektra Kompleksi, bu umutlarının gerçekleşmemesiyle ve baba sevgisini kaybetme korkusuyla, yerini anne modeliyle özdeşleşmeye bırakır.

Freud’a göre, yetişkinlikte görülen cinsel davranış sapmaları, çocuğun Oidipal dönemde karşılaştığı sorunlarla da yakından alakalıdır. Cinsel Davranış Sapmalarının, yani Parafili’nin, birçok psikolog veya psikiyatriste göre farklı sebepleri ve kökenleri vardır. Freud’a göre erken çocukluk yıllarında cinsellikte ortaya çıkan bazı problemler, yetişkinlik döneminde kendini göstererek o yıllara doğru bir gerilemeye yol açar ve bu tarz sapmalar görülür. Kimi psikologlara göre ise, bireyselliklerine kavuşamamış ve otoriter anne imgesinden kurtulamamış kişiler, kimliklerini sürdürememe korkusunu yenmek ve kafalarındaki imgelere karşı bir zafer kazanmak için, bir ilaçmışçasına bu sapmalara yönelirler.

Cinsel sapmalar arasında Sadizim ve Mazoşizm de yer alır.
Araştırmalarda, kadının mazoşizme; erkeğin ise sadizime daha yatkın olduğu ortaya çıkmıştır. Freud da, sadist davranışların kökenini aslında mazoşist eğilimlerden aldığı sonucuna ulaşmıştır. Yani bir başka kişiye acı vermekten dolayı yaşanan haz ve doyum, aslında acı çeken o kişiyle özdeşleşme ve mazoşist isteklerin o kişiye yansıtılıp onunla özdeşleşilmesi sonucu yaşanır. Psikolog Gabbard’a göre ise kurulan sadist düşlerin temelinde, çocuklukta kendilerine yönelen cinsel ve bedensel saldırıları tersine çevirme ve öç alma, kontrol kurma duygusunu tatma isteği vardır.
Mazoşizm ve Sadizimin yanında, teşhircilik, röntgencilik, fetişizm gibi davranışlar da cinsel sapmalar arasında yer alır. Aslen Parafili’ler iki ana gruba ayrılır. Bunlardan biri, cinsel davranış seçimindeki anormalliklere göre sınıflandırılmıştır:
-Frotterizm: Halk arasında “fortçuluk” olarak adlandırılan “sürtünmecilik” hastalığıdır.
-Koprofili: Dışkıdan cinsel haz alma.
-Skatoloji: Cinsel ima taşıyan konuşma biçimleri ile cinsel haz alma durumu.
-Sadizm ve Mazoşizm: Acı çekmekten veya acı vermekten cinsel haz alma.
-Röntgencilik: Bir başkasını çıplak ya da cinsel ilişki sırasında izleyerek cinsel haz alma durumu.
-Asiksifili: Bir başkası tarafından boğulma eylemi sırasında cinsel haz alma durumu.
-Teşhircilik: Başkalarına cinsel organını onların rızası olmadan göstererek bundan cinsel haz alma durumu.
İkinci grupta ise cinsel obje seçimindeki anormallikler yer alır:
Fetişizm: Cinsel bölge olmayan, belirli bir objeden yoğun bir biçimde cinsel haz alma durumu.
Pedofili: Bebeklere ve çocuklara cinsel yönden ilgi duyma durumu.
Zoofili: Hayvanlara karşı cinsel istek duyma durumu.
Nekrofili: Ölü insanlara karşı cinsel istek duyma durumudur.
Amerika Psikiyatri Derneği, cinsel davranış sapmalarının kıstaslarını son yıllarda oldukça sınırlamıştır çünkü cinsel tercihlerin yargılayıcısı olmaktan haklı olarak kaçınmaktadır. Bir davranışın cinsel davranış bozukluğu olarak nitelendirilebilmesi için,
- İnsan olmayan objelerin kullanılması,
- “Kişinin cinsel partnerine ya da kendisine ciddi anlamda acı vermesi,
- Partnerini ya da kendisini aşağılayıcı davranışlarda bulunması,
- Cinsel davranışların; çocuklara, insan ya da canlı olmayanlara, veya rızası olmayan yetişkinlere yöneltilmesi kıstasları ele alınmaktadır.
Tüm bu Parafililer, yine Freudyen bir bakış açısıyla, Oidipal dönemdeki kimi işleyiş bozuklukları veya çocuklukta yaşanan kimi tatsız olaylarla veya kimi psikologlar ve psikiyatrlar tarafından “yok olma tehlikesiyle karşılaşılan veya bir anne-baba modeli altında ezilen kimliği ispat etme çabasının yansıması”; ya da “şiddet duygularının cinsel şekle bürünmesi” şeklinde açıklansa da Parafili vakalarına henüz kesin açıklamalar getirilebilmiş değildir.
Zeynep Oğuz